HEKİME ŞİDDETİ KINIYORUZ

Gaziantep’te hasta yakını 17 yaşındaki M.G., Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde görevli 30 yaşındaki Dr. Ersin Arslan’ı bıçakla göğsünden ve karnından yaraladı. Durumu ağır olan Dr. Arslan ameliyata alındı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Son günlerde giderek artan hekimlere ve sağlık çalışanlarına hakaret ve şiddet olaylarına bir yenisi daha eklendi. Her gün onlarca hekim ve sağlık çalışanlarımız sözlü hakarete uğramaktadır. Zaman zaman bu hakaretler fiili şiddete dönüşmekte, malesef bu olayda olduğu gibi kasıtlı ve planlanmış öldürmeye kadar varmaktadır. Hem de saatlerce hastanın hayatını kurtarmak için canla başla uğraş verdikten sonra hayatını kaybeden hastanın ölüm sebebini doktora bağlayarak ve daha da kötüsü bunu 17 yaşındaki çocuğun eline silah verip yaptırarak.

İnsan sağlığı tabi ki önemli. Tabi ki hayat deyince akan sular durur ve her şeyin üstündedir. biz Hekimler ve sağlık çalışanları bu mesleği seçerken altına gireceğimiz sorumluluğun, üzerimize alacağımız fedakarlığın farkındaydık. Bizler bu kutsal mesleğin onurunu taşımak ve korumak üzere yemin ettik. Çok zor şartlarda çalıştık, hiç bir meslek mensubunun cesaret edemediği yerlerde, saatlerde çalıştık. Yasal dinlenme hakkımızı bile kullanamadan fazlaca tuttuğumuz nöbetler, ek görevler bile bizim mesleğimize olan aşkımızı dindiremedi. 

Her insanın sağlık hizmetlerinden faydalanma, her zaman ihtiyaç duyduğunda ulaşabilme hakkı vardır. Sağlık sistemlerinin örgütlenmesi buna göre düzenlenmelidir. Ancak nasıl hekimin veya bir sağlık çalışanının hastaya kötü davranmaya hakkı yoksa aynı şekilde hastanın da kötü davranma hakkı olamaz. Sağlık çalışanını bir takım yaptırımlarla belirli bir davranış içerisine sokabilirsiniz ancak hastaları belirli bir davranış içerisine sokmak çok uzun zaman ve daha etkin tedbirler gerektirir. 

Hekimler de insandır, yorulur, sabrı azalır, sinirlenebilir. Ve hastaların tavırları, uygunsuz talepleri, bu talepler reddedildiğinde gösterdikleri tepkiler, hekimin etkin olarak yerine getirebileceği iş miktarını aşan, zihnen ve bedenen oldukça yıpratıcı çalışma yükü, hekim ve sağlık çalışanının bu tür davranışlara girmesini kolaylaştırmaktadır. Bunu engellemek istiyorsak her hekimin çalışma yükünün sınırları net çizilmeli, üzerine izin verilmemelidir. Hastaların en çok tepki gösterdikleri ve sonunda şiddete veya hakarete başvurdukları sebeplein başında olan "uygunsuz taleplerin reddi" konusunda ise idarecilerin tavrı net olmalı ve cezai yaptırımları mutlaka uygulanmalıdır. Vatandaş her zaman haklıdır veya değişik politik sebeplerle vatandaşın uygunsuz isteklerinin yerine getirilmesi sağlandığı sürece, sağlık personeline baskı yapıldığı sürece, hekim yalnız kalacak ve her türlü şiddete açık hedef olacaktır.

Güvenlik güçlerine hiç bir zaman itiraz edemeyen, itiraz ettiğinde veya hakaret ettiğinde cezasının daha ağır olacağını çok iyi bilen vatandaşımız bu meslek grubuna gösterdiği saygıyı, hiç bir koruması ve koruyan yasal düzenlemesi olmayan yalnız gördüğü sağlık personeline hiç bir zaman göstermemiş ve göstermeyecektir. Belli düzeyde koruması olan hastanelerimizde bile sağlık personelini koruyamayan sistemin hekimlerden hala fazla nöbet beklemesi, hatta Aile Sağlığı Merkezlerinin çalışma saatlerinin uzatılması -ki bu merkezlerde en ufak bir güvenlik tedbiri yoktur- bizleri tedirgin etmektedir.

Meslektaşımıza yapılan bu kasıtlı saldırıyı ve bütün saldırıları şiddetle kınıyoruz. meslektaşımıza Allhtan rahmet, yakınlarımıza ve camiamıza başsağlığı ve sabır diliyoruz. Bu tür olayların azalmayacağını ve giderek te artacağını biliyor, bakanlığımızı ve diğer kurumları daha köklü ve etkili düzenlemeler konusunda harekete geçmeye davet ediyoruz.

Yorumlar